Başka Gökler

Her şiir, görünmeyen bir çağrının yankısıdır.

Bazen bir çocuğun sesinde, bazen bir duanın sonunda, bazen de sessizliğin tam ortasında duyulur.

Ben bu çağrıyı çoğu zaman gecenin en ıssız yerinde duydum; yağmurun sesinde, eski bir defterin sayfasında, unutulmuş bir öğretmen odasında.

“Başka Gökler” o çağrılara verilen cevaplardan oluşuyor.

Bir çocukluk kokusu, bir şehir yalnızlığı, bir aşk yarası, bir dua sükûtu, bir ölüm sessizliği…

Hepsi bir hayatın değişen yüzleri.

Ama aslında hep aynı arayışın, hep aynı kalbin sesleri. Bu kitapta kelimeler süslenmedi; kendi haline bırakıldı.

Dizelerin hepsi aynı gökyüzüne bakıyor: biri geçmişe, biri geleceğe, biri Rabbine.

Şiir, bazen bir cümleyle başlar ama bir ömür sürer. Benimkiler de öyle oldu.

Yazarken değil, susarken tamamlandılar.

Ve ben öğrendim ki insan, bazen kelimelerle değil, başını eğerek konuşur.